4 Ağustos 2009 Salı

SELANİK

O güne kadar soğuktu.
Herkes tarafından unutulmuştu.
1881 yılı geldiğinde,
O haberi duyunca havaya uçtu.

Bir bebek doğmuştu o gün,
Evet, mutluluk günüydü bugün.
Bir yandan da üzülüyor,
Onu da öldürecekler diye korkuyor.

Adı Kemal' miş,
Saçları sarı, gözleri mavişmiş.
Herkes Zübeyde Hanım'a,
Hayırlı olsuna gelmiş.

Büyüdü Kemal, Selanik!
Korkma, akıllandı artık.
Kafasına takmıştı, kurtaracaktı bu ülkeyi,
Merak etme, biz ona çok güvendik.

1919 yılı geldi,
Samsun' a ayak başmış idi.
Az kaldı kurtaracak idi,
Sen korkma Selanik!

Bir şanlı er, bu devletin,
Kurtarıcısı oldu Türkiye' nin.
Yeni bir adı olacak buranın,
Türkiye Cumhuriyeti, hürriyeti.

1938 gelmesin diye,
Dua et Selanik.
Senden habersiz gidecek diye,
Kork artık Selanik!

Türkiye çalkalandı.
Bir kere dinmedi gözyaşları.
Biz Atatürk' ü yitirdik,
O seni severdi SELANİK!

ANNECİĞİM

Bir okyanus gibidir annem,
Yüreği o kadar geniş,
Gözyaşlarıyla onu doldurmuş,
Sıcacık sevgisiyle kaynatmış,
Annem, senden başka kim var?

Bitanem, b,r ağaç gibidir.
Tüm canlıları taşır,
Yapraklarıyla okşar,
Gövdesi kadar sağlamdır.
Annem, sen de mi devrileceksin?

Ruhum, bir dünya misalidir.
Kimseye belli emez, derdi kendindedir.
Zamanla o da ölecektir.
Annem, benim gül kokulum.

Gidersen ben ne yaparım?
Okyanusları bile geçer gözyaşlarım.
Bir volkan gibi patlarım.
Senin yokluğunla yanarım.
Annem, beni de yanına al!

N'olur bırakma beni bu batakta.
Boğulup ölürüm yoksa.
Beni Yusuf misali atma kuyuya,
Sevgisiz, şefkatsiz yaşayamam ama.
Anam, şimdi tut elimden, bırakma!

Gerçeklerle yüzleş ey beden!
Ana ana deyip geç sen.
Mucize arıyorsan işte karşında,
Armağan istiyorsan en güzeli "ana"
Ne kadar şanslısınız, kıymet bilen yok ama.

Ya o hediyeyi bulamayanlar,
Onları küçücük bırakanlar.
Bir kedi yavrusu gibi,
Anasının koynuna girmek istemez mi?

Bu kalemden boşalanlar bir hiç,
Bir dünya bile onları anlatmaya yetmez.
"Ana mı, dünya mı?" bir zor seçiş,
Analık her şeye, dünya hiçbir şeye değmez.

24 Mayıs 2009 Pazar

KINALI ALİ

Tek o farklıydı
Saçı onun kınalıydı
Birden farketti komutanı
"Neden saçına kına yakıldı?"

"Bilmiyorum komutanım, annem yakmış,
Yakarken de ağlamış.
İsterseniz mektup yazayım,
Bu kınanın nedenini sorayım."

Anneye mektup yazıldı.
Bütün erler başına toplandı.
"Sevgili anacığım, bu başımdaki kınanın,
Sebebi nedir?" diye başlandı.

Bir-iki gün sonra,
Anacığı ağlaya ağlaya.
"Sevgili yavrucuğum ben seni
Vatana kurban verdim.
O yüzden de başına
Birazcık kına serptim.
Komutana söyle
Dalga geçmesin senle
Bizim burada
Yakılır kına tüm erlere.
Ben de o güzel saçlarından,
Öptüm yavrum selam ver herkese."

24 Nisan 2009 Cuma

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!


Çanakkale için işte en kutsal gün,
Haydi mehmetçik, işte bugün.
Senin umrunda değil, ne şan, ne ün,
Bu canavar gibi saldıranları, görün!


Çanakkale geçilmez,
Ecel gelse, ezemez.
Bu cesaret nereden geldi,
''Dur!''diye emir gelse, dinlemez!


Gözü yaşlı analar,
Yüreği gururlu babalar.
Çocuklarını bugün,
Son yolculuklarına uğurluyorlar.


Başınıza taç giydirildi.
Şimdi de o analar gibi,
Arkanızdan dökülen yaşlar,
Yanaklarımızdan süzülüyorlar.


Yok artık günümüzde,
Bir zerre benzeyen Seyyid'e.
İkiyüz yetmiş beş kiloluk mermiyi,
Taşımak kolay mı sizce?


Sen verdiğin sözü tuttun.
''Çanakkale geçilmez, unutun!''
Ey şanlı asker, biz de sözveriyoruz,
Orası geçilmedi, geçirmiyoruz.


Bir ordu kadar gemi vardı,
Ama sizin de içinizde gurur yatardı.
Bir top düşman mı sizi öldürecek,
Bu askerler hepinizi felakete sürükleyecek.


Yok, mümkün değil sizin korkmanız,
Bir aslan gibi saldırdınız.
O gün işte kabınıza sığmadınız,
Çanakkale'yi sizler kurtardınız.


NUR ASUTAY

19 Nisan 2009 Pazar

Kalk

Kalk

Bugün sana özel sadece,
Kalk ey Akif!
Yeryüzü, arş senin eserinin,
Önemini yaşıyor, ey Akif!

Paraya hayır dedin,
Hayır kurumuna verdin,
Meclis o şiiri alkışlarken,
Sen başını öne eğdin.

Haydi Mehmet,
Bu gün başın arşa değsin,
İstiklalimizi huzurumuzu gözet,
Bu insanlık hayret etsin.

Bir mumun ışığında,
Sinsi karın soğuğunda yazdın,
On iki mart gününde,
Meclisi inlettin, alkışları gürlettin.

Tüyler diken diken olsun,
O kara toprak sana doysun,
Bu şiiri yazdın ya, sen,
En güzel sözler sana olsun.

Sen rahat uyu kahramanlarla,
Onlarda görsün, onlar da!
Zaten onlar yapmasaydı tüm bunları,
Bu şiiri yazmak nasib olmazdı.

Mehmet Akif diye tarihe yazıldın,
İstiklal Marşı ile tanındın,
Bugün için bu kalpler,
Özel bir istekle atsın.

Esma Nur Asutay

Siteme hoşgeldiniz

Merhaba, ben Esma Nur Asutay. Sayfamı ziyaret ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Düşünce ve duygu dünyama bir göz atıp sizlerinde bir nurolog olmasını canı gönülden temenni ediyorum.

Yine bekleriz :)